Hedef Kitlem Yaşayan Herkes

Marka Stratejisi

“Tekrar söylemekte fayda var: Her işi yapan, hiçbir işi tam yapamaz!”

Marka, pazarlama veya sosyal medya ile ilgili danışmanlık görüşmeleri yaptığımız firmalarda sıkça karşılaştığımız cümlelerden biri. “Kime hitap ediyoruz?” diye sorduğumuzda gelen cevap bu oluyor. “Bütçemiz ne kadar?” Pek yok! Ama, “Hedef Kitlemiz Yaşayan Herkes!”. Eğer gerçekten yaşayan herkese seslenmek istiyorsak, bunları segmentlere ayırıp, onlara özel stratejiler geliştirip, ondan sonra çalışmaya başlamamız lazım. Bütçemiz yok ise, nasıl olacak da herkese aynı anda sesleneceğiz. Oteller için söyleyebilirim hem düğünleri kendimize çekelim hem spor organizasyonlarını bir yandan toplantıları hem de tatil yapmak isteyen insanları! Bunların hepsine aynı anda pazarlama faaliyeti yürütülebilir ancak hem bütçe uygun olacak hem de bunlara özel benzersiz satış teklifleri sunmamız, her birini ayrı ayrı düşünüp çalışmamız lazım.

Daha önceki yazılarda belirttiğim gibi: bkz. İsviçre Çakısı Kampta İyidir!

Burada korktuğumuz şey şu: Her işi yapan hiçbirini tam yapamaz! Siz aynı anda tüm yaş gruplarına, sosyo-ekonomik sınıflara ve ilgi alanlarına mesaj veremezsiniz. Vermek isterseniz, çok yüklü bir çalışmaya ihtiyacınız var demektir. Bu kitleleri bölmek, uygun, anlamlı mesajlar verebileceğiniz gruplara ayırmak hem başarınızı artıracak, hem de maliyetlerinizi düşürecektir.

Bir reklam denemesinde şunu gördük, bazı firmalar bunu aslında çok iyi yapıyorlar. Sınırsıza yakın bütçeleri var, tüm grupların özelliklerini incelemişler ve bunlara özel ayrı ayrı kampanyalar oluşturmuşlar. Ayrıca tüm rakipleri sıkıştırabilecek argümanlar oluşturmuşlar. Bu durumda, gene çok doğru bulmasam da başarılı bir pazarlama faaliyeti ve sonucunda ise iyi satış geliyor. Neden doğru bulmadığıma gelince, tam tersi fikirler olsa da dikeyleşmiş ve bir dalda başarılı olmuş firmaların çalışmalarını çok daha değerli buluyorum. Eğer satış açısından bakarsanız, firmaların başarısı Excel’deki satış toplamı ile eşleniyor. Her iki görüş de doğru! Yiğidin yoğurt yiyişi gibi değerlendirebiliriz. Verimlilik ve kümülatif arasındaki çelişki diyebiliriz.

markalaşma

 

İyi bir markalaşma ve pazarlama çalışması için markalara önerim şu: (bkz. Türkiye’den Dünya Markaları Çıkar!) İyi bir araştırma süreci, toplumsal davranışları incelemek için sosyolog veya sosyologlarla çalışmalar, sonrasında da derinlemesine bir strateji geliştirmek. Belirlenen strateji çerçevesinde yapılacak tüm çalışmaların şekillenmesi. Bu adımlarla çok daha büyük başarılara imza atılabileceğini düşünüyorum.

14

Yorum Yok

    Yorum Bırakın

    18 − 8 =